Akıllı Mercek (Trifokal Lens) İle İlgili Bilmeniz Gerekenler

İçindekiler

Akıllı Mercek (Trifokal Lens) İle İlgili Bilmeniz Gerekenler

20 yıldan fazladır göz hastalıkları uzmanı olarak çalıştığım mesleki hayatım boyunca “Akıllı Mercek” konusu kadar başka hiç bir konuda bu denli sorular ve taleplerle karşılaşmadım. Bu kadar popüler olan bu mevzuyu bir de ben anlatmak isterim.
Özellikle akıllı telefonların son 10 yılda giderek artan bir şekilde her yaştaki insanların vaz geçilmez aracı haline gelmesiyle birlikte, yakın görmeye hiç olmadığı kadar ihtiyaç duymaya başladık. 45’lı yaşlara kadar bunu gözün doğal uyum mekanizmasıyla çözebiliriz, ama ondan sonra doktorunuz size yakın gözlük vermeye başlar. Siz de eski zamanlarda olduğu gibi bu gözlüğü sadece kitap veya gazete okurken kullanmak yerine, sık sık telefona bakarken takıp çıkarmak zorunda kalırsınız.
İşte bu yakın gözlük meselesi gündelik hayattaki konforunuzu bozan önemli bir etken haline gelince “bundan nasıl kurtulabilirim?” arayışına girersiniz. Günümüz tıbbı teknolojik imkanlar çerçevesinde yakın ve uzak görmeyi gözlüksüz ve kalıcı olarak düzelten tek etkili çözüm şu “Akıllı Mercek” uygulamasıyla mümkündür.
Öncelikle “Akıllı” olarak adlandırılan bu mercekler dünyanın hiçbir yerinde akıllı lens olarak adlandırılmamaktadır, Bu terim ülkemizde ortaya atılan bir pazarlama yöntemidir. Bu lenslerin aklı falan yoktur, sadece iç içe geçmiş üç farklı lense benzeyen TRİFOKAL (üç odaklı) bir yapıları vardır. (Bu makalede bundan sonra Trifokal terimi kullanacağım).

Bu mercekler kimlere uygulanır?

Trifokal lensler uzak, orta ve yakın mesafe görüşümüzü gözlüksüz olarak sağlayabilen ileri teknoloji ile üretilmiş özel göz içi mercekleridir. Bu mercekler iki ana endikasyon nedeni ile hastalara takılmaktadır:
Birinci gurup hastalarda belirgin katarakt yoktur, ama özellikle yüksek hipermetropi vardır. Uzak ve yakın görüşte gözlüğe bağımlı olmak zorundadır. Bu tip hastalara uzak ve yakın sorununu gidermek için LASİK gibi kornea üzerine yapılan refraktif cerrahi girişimleri çoğu zaman yetersiz kalır, ayrıca LASİK işlemi yakın görüş sorununu (presbiyopi) yeterli ve kalıcı bir şekilde çözememektedir. Bu tip hastalarda katarakt olmasa bile Trifokal göz içi lensleri hastanın kendi saydam lensi yerine yerleştirilerek hastaya gözlükten bağımsız uzak ve yakın görüş imkanı verilir.
Diğer hasta gurubunda ise katarakt nedeni ile cerrahi geçirmesi gerekmektedir. Ama ameliyattan sonra uzak ve yakın görüşünü gözlüksüz olarak sağlamak istemektedir. O hastaların gözü bu uygulamaya uyumlu ise, trifokal göz içi lensleri çok başarılı sonuçlar verebilir.
Ayrıca hastanın ameliyattan önce astigmatı varsa, bunu da Torik (astigmat düzeltici) göziçi merceği ile düzeltmek mümkündür.

Pek iyi bu mercekler acaba isteyen herkese uygulanabilir mi?

İşte en can alıcı soruya geldik. Öncelikle şunu belirtmek lazım ki bu merceği göz içine yerleştirmek için Fako ile yapılan katarakt ameliyatında yapılanların aynısı yapılmaktadır. Mercek göze yerleştikten sonra onu çıkartıp değiştirmek çok zahmetli ve riskli bir işlemdir. Onun için ameliyat önceki incelemeler ne kadar detaylı yapılırsa, uygun hasta seçimi o denli başarılı olur, ve hasta memnuniyeti kaçınılmaz olur.

Ameliyattan önce en önemli kriter hastanın gözlükten kurtulmak için son derece istekli ve motive olmasıdır.

Hasta aşırı obsesif, mükemmelliyetçi ve titiz bir yapıdaysa bu işlem için uygun değildir, çünkü bu üç odaklı merceklerde amaç her yeri ve her mesafeyi aşırı net görmek değildir. Amaç hayatın %90’ına gözlükten bağımsız bir görme özgürlüğü kazandırmaktır.

Hastanın göz kuruluğu varsa, işlem öncesi iyice tedavi edilmesi lazım.

Herhangi bir retina sorunu,Özellikle makula (sarı nokta) ‘yı etkileyen ciddi durumlar bu işlem için uygun değildir.

Kontrol edilemeyen ileri glolom hastaları ve şeker hastalığına bağlı retinopati geliştiren hastalar bu işlemden uzak durmalı.

Hastanın uzak görmesi gözlüksüz 10/10 ise veya çok düşük örneğin 0.25-0.50lik bir uzak numarası varsa ve sadece yakın görme için böyle bir operasyon istiyorsa kesinlikle önermiyorum, çünkü uzak net görüşü bu işlemden sonra eskisi gibi olmayabilir, ve bu da hastayı mutsuz edebilir. Bu işlemden en çok fayda gören hasta kitlesi kesinlikle 1.0 dioptriden fazla hipermetrop olan 45-50 yaş üzeri hasta grubudur.

Her şey uygun olsa da gözün anatomik yapısının bu tip merceklere uygun olması lazım. Yani kappa açısı dediğimiz gözün görsel aksı ile anatomik aksı arasındaki mesafe 0.4 mm’nin altında olmalı. Bunu da hassas optik biyometri cihazları ile belirleyebiliriz, ve mutsuz hastaların büyük bir kısmı bu kritere uygun davranılmadığı zaman karşımıza çıkmaktadırlar.

Ameliyat sonrası her şey mükemmel yapılsa bile de nadiren iki sorunla karşılaşabilirsiniz.

a. Negatif disfotopsi denilen ve gözün genellikle dış kısmında yarım ay şeklinde görülen bir gölgelenme hissi

b. Pozitif disfotopsi denilen ve çok odaklı merceğin içi içe geçen halkalarından kaynaklanan, özellikle geceleri ışıkların çevresinde hale şeklindeki halkaların görülmesidir.

Bu iki durumun şiddeti kişisel yapınızla ilgili değişiklik gösterir ve ameliyat önceki değerlendirmelerde hangi hastada nasıl hissedileceğini kestirmek mümkün değildir.
Ama bu iki durum genelde kalıcı değildir ve nöro-adaptasyon denilen beyindeki uyum süreci ile bir kaç gün ile birkaç ay zarfında kendi kendine düzelebilir. Disfotopsi çok nadiren kalıcı hale gelebilir. Bu durumda göz merceğinin tek odaklı bir mercek ile değiştirilmesi, veya merceğin üzerine ikinci bir merceğin yerleştirilmesi, veya bazı damlalar kullanılarak bu durumun azaltılması için önerilerde bulunabilirim.

Kısaca özetlersek, hastaya özel uygun mercek seçimi, bu işlemde başarının en önemli anahtarıdır. Bunun için ameliyattan önce gerekirse 2-3 defa hasta tekrar çağrılır ve ölçümler tekrarlanır. Ölçümler neticesinde hasta uygunluk kriterlerinden birine bile uygunluk göstermez ise, kısa yoldan bu işlemden vaz geçmesi lazım, ama hastanın gözü bu işlem için uygunsa da ameliyattan sonra ondan daha mutlusu yoktur.

Göz Kuruluğu için Işık Modülasyonu + IPL Tedavisi

Kuru Göz Hastalığının tedavisinde en yeni yöntem; Işık Modülasyonu + IPL